GEZI STAJI-Kapadokya Bölgesi Gezisi
KAPADOKYA BÖLGESİ
Kapadokya bölgesi 60 milyon yıl önce Erciyes,Hasan Dağı,ve Güllü Dağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafınan aşındırılması ile ortaya çıkmıştır.İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır.Hititliler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dnemlerde Hristiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur.Kayalara oylan evler ve kiliseler,bölgeyi Roma İmparatorluğunun bakısından kaçan Hristiyanlar için sığınak haline gelmiştir.Gezimin 2. ve 3. günlerini Ürgüp bölgesinde devam ettim.Ürgüp;
Nevşehir'in 20 km doğusunda olan Ürgüp Kapadokya Bölgesinin en önemli merkezlerindendir. Ürgüp tarihsel süreç içerisinde bir çok farklı medeniyete ev sahipliği için çok sayıda farklı isme sahip olmuştur. Bizans Döneminde Osiana (Assiana), Hagios Prokopios; Selçuklular Dönemi'nde Başhisar; Osmanlılar zamanında Burgut Kalesi; Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren de Ürgüp adıyla anılmıştır.
Volkanik orijinli jeolojik bir yapıya sahip olan Ürgüp, yağmur ve rüzgar erozyonunun meydana getirdiği ve peribacası olarak tanımlanan ilginç doğal oluşumların sıkça ve tipik örneklerinin yoğun olarak yer aldığı bir bölgeye kurulmuştur. Vadi yamaçlarından akan yağmur sularının ve daha sonra rüzgarların aşındırması sonucu oluşan yarıklar arasında yükselen peribacaları bu bölgeye has çok ilginç bir peyzaj görüntüsü oluşturmuştur.Çapları 1m-15m arası değişmektedir.
Burada 1. gün halk arasında Üç Güzeller olarak adlandırılan ve Ürgüp'ün simgesi haline gelmiş peri bacalarını gezdik.Daha sonra Temenni Tepesi diye adlandırılan ve manzarası çok güzel olan tepeyi gezdik,daha sonra içinde çeşitli uygarlıkların yaşadığı kiliselerin ve evlerin bulunduğu şu anda açık hava müzesi olarak adlandırılan Göreme Milli Parkı'nı gezdik.
2. gün ise Ihlara Vadisi ve Derin Kuyu Yer altı Şehri'ni gezdik.
ÜÇ GÜZELLER
GÖREME MİLLİ PARKI
Açık hava müzesinde çok sayıda kilise ile keşiş yemekhaneleri, mezar odaları, kiler vb, müze alanında 7. yüzyıldan 12. yüzyıla kadar kilise mimarisinin örnekleri bulunmaktadır.Yörede Hıristiyanlık öncesi dönemden kalan kayalar üzerinde mezar odaları bulunmaktadır.En önemli ve görülmesi gereken yerlerden bazıları:
Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basil Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise bulunmaktadır. Ayrıca Kiler, Mutfak ve Yemekhane... vb
Mozaikleri
IHLARA VADİSİ
Mozaikleri
IHLARA VADİSİ
Volkanik Hasan Dağı’ndan püsküren bazalt ve andezit yoğunluklu lavların soğumasıyla ortaya çıkan çatlaklar ve çökmeler sonucunda oluşmuştur. Dünyanın ikinci büyük kanyonudur. Ancak içinde insanın yaşadığı en büyük kanyondur.
Vadiden Melendiz Nehri geçmektedir. Vadiye gelen ziyaretçilerin iniş ve çıkışlarını sağlayan toplam 382 basamaktan oluşan merdiven ile inilmektedir.
Ihlara Vadisinin eski adı “Peristrama” dır. İlk Hıristiyanlar vadinin yamaçlarında oluşan tüfleri oyarak, kilise, manastır, barınak ve mezar yapmışlardır. Ihlara Vadisi’nin doğal oluşumu, dışarıya karşı korunaklı yapısı, burayı Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelmiştir. en Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmaktadır. Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı kilisileri bunlardan bazılarıdır.
DERİN KUYU YERALTI ŞEHRİ
Derinkuyu Yeraltı Şehri Nevşehir Niğde karayolu üzerinde Nevşehir’e 29 km uzaklıktadır. Kapadokya’da 36 yeraltı şehirlerinden en büyük yeraltı şehri olan Derinkuyu 1967 yılında turizme açılmış olup, 8 katlıdır.
Derinkuyu Yeraltı Şehri’nin derinliği yaklaşık 85 m.’dir. Yeraltı şehrinde ahır, kiler, yemekhane, kilise, şaraphane, uyuma ve dinlenme birimleri ve mezar odası bulunmaktadır. Uzun tünellerde savunma amaçlı yuvarlak taştan kapılar yeralmaktadır. 2. katta misyonerler okulu bulunmaktadır. Okulun tavanı yeraltı şehirlerinde pek rastlanmayan beşik tonoz ile örtülüdür. Salonun solunda çalışma odaları yer almaktadır. Yeraltı şehrinin 3. ve 4. katlarından sonra merdivenle doğrudan doğruya derinlemesine inilmekte ve alt katta bulunan haç planlı kiliseye ulaşılmaktadır. Yer altı şehrinde yeryüzü ile bağlantısı bulunan 55m. derinliğindeki havalandırma bacası bulunmaktadır. Bu baca ayrıca su kuyusu olarak da kullanılmaktadır. Gidiş ve dönüş istikameti mavi kırmızı renkleki oklarla işaretlenmiştir. Binlerce kişinin barınma, yeme-içme, ibadet, savunma ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde olan yeraltı şehrinin 8 katı temizlenerek ziyarete açılmıştır. Halen Yer altı şehrinin yüzde onu gezilebilmektedir. Diğer kısımları ziyaretçilere kapalıdır.
Hititlerle, hatta bazı kaynaklara göre Hititler öncesinde başlayan, Roma ve özellikle de Bizans dönemlerinde kullanılmaya devam eden Kapadokya bölgesi yer altı şehirlerinin en yaygın kullanımı Bizans döneminde olmuştur. Hıristiyanlığın yayılma döneminde savunma ve saklanma amacıyla da kullanılmış.
Yorumlar
Yorum Gönder